Sonu olan bir hayat yaşıyoruz. Var oluşumuzun belli bir vadesi varken, bizi hatırlayan son insanlar da öldüğünde, dünyaya çok büyük bir katkı sunmadığımız müddetçe ismimiz ya da resmimiz herhangi bir yerde geçmeyecek. Bu durum, insanı hem kaygılandırabilir hem de yaşama daha sıkı bağlanma motivasyonu sağlayabilir. Siz hangisini hissettiniz? Şema terapinin diliyle, hangi moda girdiniz? Hangi duyguyu yaşıyor olursak olalım (belki de her iki duyguyu da aynı yahut farklı zamanlarda deneyimliyoruzdur) sonlar, kayıplar ve içimizde bir seviyede var olan boşluk duygusu ile kucaklaşmak hiç kolay değil. Eğer, kolay diyen olursa da şema terapi dahil her ekolün ortak olarak savunduğu, kişinin kendine yabancılaşma sürecinde olduğunu söylemek mümkün. Bazılarımız, henüz başına herhangi bir durum gelmeden ilişkisini, sevdiği insanları, aile üyesi saydığı evcil hayvanını ya da sahip olduğu imkanları kaybetmekten korkarak yaşar. Şema terapi ve online psikoterapi seansları sayesinde Dayanıksızlık ve Terk edilme kök inançlarını yönetebilmek mümkün. Kimimiz de kayıplarını hiç yaşanmamış gibi bastırma mekanizmasını aktive ederek, olumsuz olarak algıladığı her duyguyu ve durumu yok sayarak yaşar. Ataşehir psikolog, Bağdat caddesi ve online psikoterapi ile kopuk korungan mod ile de çalışmak mümkün. İnsan olmak zaten yeterince zorken bir de günün birinde ne yaparsak yapalım bizim ve sevdiklerimizin yaşamının sonlanacağını bilerek yaşamakta ayrı bir varoluşsal sancı katar. Sonu olan nefes sayısının içinde yaşamı sürdürürken, süreç boyunca ki sonlar neden bu kadar korkutur? Yoksa bize kendi gerçekliğimizi mi hatırlatır?
Diğer bir taraftan, bazı bitişleri de iple bekleriz. Ortaokuldan mezun olup liseye geçmek çoğumuzu heyecanlandırmamış mıdır? Hatır için gittiğimiz bir davetten ayrılmak için sıkça saate göz atmamış mıyızdır? Huzurlu hissedilmeyen bir şehirden, hayalleri süsleyen başka şehre taşınırken insanların gözlerinin içlerine bakmak iyi bir fikir olabilir. Bir yandan, son denilince hüzünlendiren durumlar akla gelirken diğer yandan da sonların mutluluk vermesi ilginç değil midir? Neden olabilir? Çünkü, yaşananlara atfettiğimiz anlamlar birbirinden farklıdır. Eğer sonun yaşanması için istekliysek daha iyi olabileceğine inandığımız gelecek için heyecanlı ve umutluyuzdur. Danışanlarımız, şema terapi ve online psikoterapi seansları boyunca, üzerinde çalışılan semptomların geçmesini iş birliği kurarak umutla beklerler. Aynı şekilde, toksik bir ilişkiden kurtulurken seviniriz ama baktığımızda bir son yaşanmıştır. Kısaca, anahtar bizim düşüncelerimizde, atfettiğimiz anlamlarda ve yorumlama şeklimizdedir.
İnsanın yaşamı boyunca; bebeklik, ergenlik, yetişkinlik ve ileri yaşlılık dönemleriyle beraber durmadan kopup giden parçaları, sonları, başlangıçları, kayıpları, vazgeçişleri ve içinde de bir seviyede boşluk hissi olacaktır. İnsan, tam ya da tamamlanması kesinkes mümkün olan bir canlı değildir. Peki, insan eksik ya da yarım mı demek oluyor? Hayır, yalnızca; insan olma deneyimi, içimizde hissedilen boşluk duygusuyla ve bir arayışla yaşamı sürdürüyor olmak demektir. Önemli olan bizim boşluk duygumuzla ne yapıyor olduğumuzdur. Online psikoterapi boyunca Şema terapi’de öğretilen şemalar ile işlevsiz ve sağlık sorunları doğurabilecek başa çıkma modu olan Aşırı telafisini yapmak adına, durmadan kendimizi avutacak eylemler içinde mi oluyoruz? (Bağımlılıklar) Yok sayıp bastırıyor ve aslında aynı kısır döngüde mi kalıyoruz? (Aynı tip insanların ve durumların içinde kalmak) Yahut o boşluk hissini kişiliğimize mi kodlayıp hep bu örüntüde mi kalıyoruz? (Çok sık ve ani duygu geçişleri, yoğun öfke ve aşırı tepkiler ile karakterize)
Aslında, yapılacak en doğru şey; bir müddet hissedilen boşluk duygusuyla ile kalabiliyor olmaktır. Hiçbir şey yapmamaktır; en azından yoğunluğun yüksek olduğu belli bir süre. Misal, çok katlı bir binanın dayanıklı olabilmesi için temelinin sağlam olması gerekir. Kayıp ve son yaşandığı vakit, bir müddet kendimize tamamen o duygunun yoğunluyla kalarak hiçbir şey yapmamak; binanın, sağlam şekilde yukarı doğru çıkabilmesi için temelinin o denli sağlam atılmasına benzer. En zor deneyimlenen duygular dahi bizden sadece görülmeyi ve isimlendirilmeyi beklerler. Böyle durumlarda eyleme geçmek için aceleye gerek yoktur. Eğer duygularınızın görülmesine müsaade edebilirseniz; adım adım size iyi gelecek şeyleri yapıyor olursunuz. İnsan, ancak boşluklarını görebildiği vakit olgunluğa ulaşabilir ve beyhude bir arayıştan çıkabilir.
Bu yolculuğa, Ataşehir psikolog , Bağdat Caddesi Psikolog , online psikoterapi ve şema terapi hizmetleriyle eşlik ediyorum. Online psikoterapi randevu için info@ozlemnurtulum.com üzerinden hemen mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.