Mecnun’un zamanında elbette Leyla’dan daha güzel olan kadınlar vardı; fakat, Mecnun’un sevdiği değildi onlar. Mecnun’a Leyla’dan daha güzel olanlar var; onları sana getirelim dediler. Dedi ki;

    Leyla’nın yalnızca şeklini sevmiyorum ki ben. Leyla bir şekil değil ki; elimde bir kadehe benzer Leyla. Ben o kadehle şarap içerim. Şu halde ben o içip durduğum şaraba aşığım. Siz kadehi görüyorsunuz; şaraptan haberiniz bile yok. Bana altınlarla bezenmiş, mücevherlerle süslenmiş kadeh sunsalar; fakat, içinde sirke olsa, yahut şaraptan başka bir şey bulunsa ne işim var o kadehten, hatta o kadeh gibi yüzlerce kadehten daha iyidir bence; fakat, kadehi şaraptan ayırt edebilmek için bir Aşk bir de Şevk gerek. Hani aç, on gün bir şey yememiş biriyle günde beş kere yemek yemiş bir tok… İkisi de ekmeğe bakar ama tok, ekmeğin şeklini görür; açsa ekmeği değil canı görür; can görünür ona ekmek. Çünkü ekmek kadehe benzer tadıysa içindeki şaraptır sanki. Şu halkın şekli kadehlere benzer; içindeki şu bilgiler, hünerler, sanatlar da kadehteki nakışlardır. Görmez misin; kadeh kırıldı mı nakışlar kalmaz. Şu halde iş, kalıp kadehlerindeki şarapta, o şarabı içen ve gören kişide. Kadehin yalnızca şekli ile ilgilenen değil; içindeki şarabın değerini bilenle olabilmeniz dileğimle…

    Siz de yaşam kalitenizi arttırmak,  düşünce hatalarınızı ve otomatik düşüncelerinizi keşfetmek, geçmişten getirip çözümleyemediğiniz yaralarınıza temas ederek onları daha sağlıklı işleyerek kapatabilmek isterseniz;  Şema Terapi ekolü önderliğinde bütüncül bakış açısıyla gerçekleştireceğimiz online terapi ve Kadıköy yüz yüze seanslar için randevu oluşturmak için iletişim kısmından bana ulaşabilirsiniz.