Haftanın hikayesi: Çok sevdiğim bir metafor olsun 🤍
“Bir annenin rahminde iki bebek vardı.
Biri diğerine sordu;
Doğumdan sonra hayata inanıyor musun? Diye.
Diğeri: Tabii ki doğumdan sonra bir şeyler olmalı. Belli ki geleceğe hazırlanmak için buradayız.
Saçmalık dedi ilki. Bu nasıl bir hayat olabilir ki?
İkincisi:
Bilmiyorum ama buradan daha fazla ışık olabilir. Bacaklarımızla yürüyebilir; ağzımızla yiyebiliriz! Ve hatta, şimdi bilmediğimiz bir sürü hisler olabilir.
İlki tekrar; bu çok saçma! Göbek bağımız bize ihtiyacımız olan her şeyi sağlar.
İkincisi; bir şeyler olmalı buradan farklı. Belki de bu göbek bağına hiç ihtiyacımız kalmaz.
İlki: saçmalık! DOĞUMDAN SONRA HAYATA İNANIYORSAN NEDEN KİMSE ORDAN DÖNMEDİ? Diye sinirlendi.
İlki; onu bilmiyorum ama bizi göbek bağımızla besleyen annemizi kesin bulacağız.
İlki; Anne mi? Gerçekten annemize inanıyor musun? Çok saçma! ANNEM VARSA ŞİMDİ NERDE, NEDEN GÖRMÜYORUZ?
İkincisi;
Onunla sarılıyız zaten. O etrafımızda! Yaşadığımız yer burası ve şu an, karanlık ama biz onun gibiyiz. Onsuz bu dünyamız olmazdı!
İlki; bu var olduğu anlamına gelmez. Onu göremiyorum.
İkincisi; Bazen sessizken, büyük dikkatle ve farkındalıkla dinlersen onun varlığını anlayabilir, sevgi dolu sesini duyabilir ve inanabilirsin! “