Bir bebek fizyolojik olarak dünyaya geldiğinde psikolojik doğumu henüz gerçekleşmemiş oluyor. Bebeğin, doğal ve sağlıklı olarak anne ile olması gereken, erken dönem bakım vereniyle kurduğu bağ içerisinde psikolojik doğumu gerçekleşiyor. Psikolojimizi, gelişimimizi ve kişiliğimizi etkileyen; her birey için karşılanması doğuştan hak ve gereklilik olan 5 tane ihtiyaç alanı vardır. Bunlar;
- Diğerlerine Güvenli Bağlanma (Sevgi, Güvenlik, Bakım ve Kabul)
- Gereksinim ve Duyguları İfade Edebilme Özgürlüğü
- Hareket Özgürlüğü
- Yeterlilik ve Olumlu Kimlik Algısı
- Kendiliğindenlik ve Oyun
- Gerçekçi Limitler ve Öz-Denetim
Eğer ailemizde bu alanların ihlalleriyle ilgili ciddi yaşantılarımız varsa ve hangi alanda sınır ihlallerine uğrayıp yeteri kadar o gereksinimlerimiz karşılanmadıysa (birden fazla alan olabilir) bu bağlamda; temel zihinsel yapılarımız diyebileceğimiz Şemalarımız oluşuyor.
Çocukluk ve ergenlik dönemlerimizde karşılanamayan ya da fazla sınır ihlaline uğrayan ihtiyaç alanlarımız, yaşadıklarımız, bize ailemizden ve çevremizden dayatılan düşünce ve inançlar, deneyimlediğimiz duygular ve çektiğimiz acıların izleri kolay kolay geçmez. Bu izlerin üzerini örtmeye çalışsakta o dönemlerde içimizde kökleşen Şemalarımızın farkına varmadıkça ve bu şemalarla 3 adet başa çıkma yöntemleri olan teslim-kaçınma ve aşırı telafinin hangisinde otomatikleştiğimizi görmedikçe ve bu döngüde kaldıkça evet doğdumuz ev kaderimizdir diyebiliriz.
Seçtiğimiz meslekten, kurduğumuz arkadaşlıklara ve aşık olduğumuz insana kadar bizleri farkında olmadan yöneten kök inançlarımız ve zihinsel kalıplarımızın genel ismidir bu şemalar. O kadar kök salmıştır ki kişiliğimize hayatımızı biz yönlendiriyoruz sanarken aslında Şema kimyası sayesinde çekim hissederiz kişilere ve olaylara.
İnsan olmamız dolası ile bazı olumsuzluklar, stres ve acı yaşantıları deneyimlemiş olmamız çok normal, bir seviyeye kadar tolere edilebilir, fakat; temel olan Sevgi, Saygı, Güven ve Özgürlük alanlarındaki ihtiyaçlarımız tolere edilemeyecek kadar yoğun şekilde engellenmiş ise bu ihlal hangi alandaysa o alana özgü şemalardan bahsedilir. Şema terapiye göre 18 adet şemanın etrafında insan dertleri çerçevelenir. Çünkü kişiyi tüm hayatı boyunca o yapılar; her düşüncesi, davranışı, duygusu ve seçimlerinde etki altında tutar. Şu ana kadar doğdumuz ev kaderimiz midir başlıklı konumuzda, çocukluk ve ergenlikte ne şekilde ve kimlerle bir yaşantımız olduğunun kişiliğimiz ve hayatımızın seyri için ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Fakat mizaç (huy) dediğimiz doğuştan gelen yatkınlığımızı da unutmamakta fayda vardır. Şema Terapi’ye göre anneler ve babalar ciddi bir taciz, tecavüz ve istismarın her şekli gibi ciddi vakalar dışında kötü değildir ancak hatalı ebeveynlik yapmış olabilirler. Terapide amaç, anne ve babaları çekiştirmek değildir. Neyi neden yaptığımızın kökenlerinin keşfinden sonra tam tersi af enerjisinde kalarak oluşmuş kalıpları ve işlevsiz başa çıkma yöntemlerini sağlıklı ve işlevsel olanlarla değiştirmektir. Şu anda bizi sağlıklı yetişkin yaşantısından alıkoyan ne varsa farketmek, geçmişi, kendimizi veya diğerlerini suçlamaktan ziyade bilinçli şekilde ‘’şimdi ve burada’’ neler yapılabilir? Bu döngü nasıl kırılır? Sorularının cevaplarını bularak, sağlıklı başa çıkma yöntemleri kazanmaktır.
Şema Terapi’ye göre anneler ve babalar ciddi bir taciz, tecavüz ve istismarın her şekli gibi ciddi vakalar dışında kötü değildir ancak hatalı ebeveynlik yapmış olabilirler. Terapide amaç, anne ve babaları çekiştirmek değildir. Neyi neden yaptığımızın kökenlerinin keşfinden sonra tam tersi af enerjisinde kalarak oluşmuş kalıpları ve işlevsiz başa çıkma yöntemlerini sağlıklı ve işlevsel olanlarla değiştirmektir. Şu anda bizi sağlıklı yetişkin yaşantısından alıkoyan ne varsa farketmek, geçmişi, kendimizi veya diğerlerini suçlamaktan ziyade bilinçli şekilde ‘’şimdi ve burada’’ neler yapılabilir? Bu döngü nasıl kırılır? Sorularının cevaplarını bularak, sağlıklı başa çıkma yöntemleri kazanmaktır.