İnsan, alışveriş yaparken yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını gidermez; psikolojik ve sosyal gereksinimlerini de gözetir. Yapılan son araştırmalar, sosyal medya fenomenlerinin tüketim davranışları üzerinde kanaat önderi olarak görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu sebeple, firmalar reklamlarını örtük ya da açık şekilde sosyal medyada yüksek takipçisi olan hesaplar üzerinden yapmaktadır. Marka elçisi kavramıyla büyük firmaların, genelde kadın elçi seçmeleri üzerine tüketim davranışının cinsiyetçi bir noktaya taşıdıkları da gözlemlenmektedir. Sosyal medyada, yüksek takipçisi olan hesaplar üzerinden verilen reklamların, geleneksel medyadaki reklamlardan farkı; tüketicilerin verilen mesajın reklam olup olmadığını çoğu zaman anlamamasıdır. Bu konuya tarihten örnek olarak, Marilyn Monroe’nun gazetecilerin sorduğu ‘yatarken ne giyiyorsunuz?’ sorusuna verdiği ‘sadece birkaç damla Chanel No 5’ cevabı üzerine parfümün satışlarının patlamasıdır. Reklam sektöründeki uzmanlar tarafından, örtük bir reklam olabileceği düşünüldü ve günümüzde de tüketicilerin gerçek bir tavsiye olarak algılayabileceği şekilde örtük yerleştirilen reklamların temelini hazırlamış oldu.
Alışveriş bağımlısı olunduğu nasıl anlaşılır?
İhtiyaç yokken dahi sürekli yeni şeyler almak isteniyorsa, alınanlardan ziyade satın alma davranışı kişiye haz veriyorsa, zor duygular hissediyorken ve stres altındayken akla ilk olarak alışveriş yapmak geliyorsa, alışveriş için bütçe aşılıyorsa, dolaplar henüz kullanılmayan hatta açılmamış ürünlerle doluysa, alışveriş yaptıktan sonra eleştirilerden dolayı gizleme eylemi içine giriliyorsa ve alınanlardan çabuk sıkılınıyorsa alışveriş bağımlılığından söz edilir. Satın alma eyleminden sonra kişi; güç, keyif ve rahatlama yaşar; ancak, bir süre sonra pişmanlık ve suçluluk duyguları hakimiyetine girer. Bu duruma rağmen, kişi bir sonraki sefer gene kendini durduramıyorsa alışveriş bağımlılığı ile ilgili bir ruh sağlığı uzmanıyla çalışmayı düşünebilir. Çünkü, bu durum psikolojik, ailevi ve ekonomik olarak kişiyi büyük sıkıntılara sevk edebilir.
Alışveriş bağımlılığına nasıl dur denir?
İlişkisel problemler, yüksek seviye depresyon veya kaygı dürtüsel alışverişin nedenleri ya da sonuçları olarak görülebilir. İlk etapta, zor duygular altındayken (yas, hayal kırıklığı,öfke, üzüntü gibi) alışveriş yapmak yerine başka meşguliyetlere yönelmeniz kurtarıcı olacaktır. Her ay harcama planı oluşturmanız; iyi bir gelir gider hesaplaması yapıyor olmanız, ihtiyaç listesi yapıp bu listeye bağlı kalıyor olmanız, dijital alışverişler için sanal kart kullanmanız yahut dışarıda kredi kartı yerine yanınızda kısıtlı nakit bulundurmanız çok önemli önleyicilerdir.
Sık sık alışveriş davranışına yönelten duygu, düşünce ve tetikleyici durumlar üzerine farkındalık kazanılması gerekir. Her alışveriş öncesi, kendinize ‘Şu anda kendimi nasıl hissediyorum? ‘Gerçekten bu alacaklarıma ihtiyacım var mı?’ ‘Aldıktan bir süre sonra kendimi nasıl hissedeceğim?’ ‘Yeterli bütçem var mı?’ ‘Duygusal ihtiyaçlarımı karşılamak için başka neler yapabilirim?’ diye sorabilirsiniz. Hatırlatmakta fayda var ki yapılan dürtüsel alışverişlerin bütçeyi aşmıyor olması alışveriş bağımlılığının olumsuz yansımalarını sansürlemez. Alışverişe çıkarken, bu konuda temkinli biriyle beraber olabilirsiniz.
Bipolar bozukluk, Dürtü kontrol bozukluğu, Biriktiricilikle seyreden Obsesif Kompulsif Bozukluk, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklarda alışveriş bağımlılığı görülebilir. İlaç tedavisi ile yardım alınması gereken bir durum olmadıkça Psikoterapi ilk tercih olarak uygulanmaktadır.
Sağlıklı günler dilerim.
Uzm. Psikolog Özlem Nur Tulum